22 Aralık 2009 Salı

KISA ve ÖZ

ÜÇ İKİ BİR KAYIT... Hiç ummadığın bir anda karşına çıkar soru kişileri, aklına takılır da takılır, sürekli düşünüp durursun kaçanı kovaladığını sanırsın ama aslında kovalanan sensindir, "Soru ekleri?!" tarafından...

Bazen kaybolursun, hangi yola girsen aynı yüzlerden maskeler karşına çıkar. Üzerinde daha çok baskı vardır. Artık öyle bir duruma gelmiştir ki bağırmak istersin ama "içinden".

Sorumlulukların seni boğmaya başlar. Tek başına çıktığın o yolda, elini tutacak hiç kimsenin olmadığını bilmek yüreğini daha da acıtır. Tek çaren "Başarmak!" olacaktır.

Seni incitenler, her adımında bacağına bıçak saplamak isteyenler de olacaktır. Ne düşündüğünü önemsemeyeceklerdir. Onlar tek bir şeye odaklanmıştır çünkü o da seni:"Bitirmek." Onlara böyle anlarda verebileceğin en ağır cevap da bacağından akan kan gibi görünen şeyin sadece "SALÇA" olduğudur.... KESTİK...

5 Aralık 2009 Cumartesi

KRALLARINSA TEK İSTEĞİ MUTLU OLMAKTIR...

ÜÇ İKİ BİR KAYIT.... Kralları incitmek zordur. Görkemli şatosunda, odasının penceresinden tüm evreni izler, karar verir. Çok düşünür. Fikirleri o yakut elmaslarla kaplı güneşin altında alabildiğine parlayan koca tacın altında değer kazanır. Kimse düşünmeden düşünür. Diplomatik oynar...

Kralımızın koca bir kalbi vardır. O herkesi düşünür. Zekasına her zaman güvenir. Onun karşısında dik durmak, fikirlerini alt etmek her kraliçenin harcı değildir. İyilik ve doğruluk için onurunu ortaya koyar. Ona göre iyilikle ve doğrulukla çıkılmış her yol onun kalbindeki ütopik anlantisin kapılarını açmaya yeter de artar. Onun için samimiyet önemlidir. O kapıdan girecek her kimse kralın şatafatlı aslan derisi koltuğunun önünde dimdik ayakta durmasını bilmeli, onurunu korumalıdır. Ancak o zaman kralımız hürmet eder ve o kimsenin sözcüklerinin beyninde değer kazanmasına izin verir. Kralımız bu yüzden, diğer devletlerin kralları arasında da büyük saygınlık görür, onlara göre kralımızın tek bir sözü, güneşin batmasına ve tekrar doğmasına sebep olabilir. Bu yüzden onun yüzüne baktığınızda o görkemli siyah gözleri gözünüzü alacaktır, ama ona saygı duyduğunuzda da kalbinizi ışığıyla ısıtacaktır.

Kralımız, hürmetlimiz, koca bir devrin tek emsali... Siz ki zorluklara boyun eğmemiş, hayallerinizin yedi düvel peşinden koşmuş birisiniz. Sizin için zenginliğin ve gücün tek işlevliği hayallerinizi, hayatlara dönüştürmek için kullandığınız zümrüt tanelerinden ibaret olmuştur. Siz ki hep var olun. Yaşayın siz yüce kral!!


Krallar sevilmek ister. Kralımız her zaman mutluluğa odaklanmıştır. Ona göre herkes mutluluğu konusunda bencil olmalıdır. Ne geçmişimiz ne de geleceğimiz, şu ana kadar yaşadıklarımız ve bundan sonra yaşayacaklarımız başka kimsenin hayatı olmayacaktır. Sadece kendimize ait bir hayattır bu. Onu kendi yolumuzda sadece mutluluk uğruna harcamalıyız. Mutluluğun adı kral için "Kraliçe" olacaktır. Bu nedenle kralımız, ipekten döşeli pelerinini çıkarttığında dahi ona krallığını hissettirecek, bakışlarındaki göz alıcı ışıktan kaçmayan, o ışığı yansıtan kraliçeyi sevecektir.


Kralın mantığında yatan "kral" beynidir, ruhunda yatan "kraliçe" ise kalbidir... Bu sebeptendir ki; ancak onun "beynine" sadık olacak ve kralımızın "kalbine" sahip olacak kişi onun kraliçesi olabilecektir.... KESTİK

4 Aralık 2009 Cuma

KRALİÇE...

ÜÇ İKİ BİR KAYIT.....Kraliçeler kibar bir inandırıcılıkla fısıldıyarak konuşabilir. İpekler ve danteller giyebilir ve saçları mis gibi kokabilir. Hatta tek elinizle kaldırabileceğiniz bir yapma bebek gibi görünebilir. Ancak, tüm kadınsılığına, tatlı tavırlarına ve nefis zarafetine karşın, bu kadın şaşırtıcı bir rahatlıkla pantalonlar giyer ve bunlar da ona bayağı yakışır. Kafası erkekçe bir mantıkla çalışır ve her tartışmada kralla başabaş yarışabilir. Hatta bazen kralı geçebilir de; bunula birlikte,

KESKİN ZEKASINI GÖSTERİR
Kraliçeler, karşılarında en ufak bir fikir tartışması olanağı çıktığı zaman keskin zekalarını göstereceklerdir. Eğer onunla tartışmaya girmek istemezseniz, o kendi kendisiyle tartışacaktır. Kraliçeler kendi başına bir kavgayı başlatabilir, büyük bir gösteriş içinde kendi başına sürdürebilir ve kendi başına bitirebilir.
Sizin tek katkınız "ama neden?" veya "ben öyle düşünmüyorum" demeniz olabilir, ama bu sözünüz bazen onu bir saat veya daha fazla süren parlak bir monoloğa başlaması için aradığı şeydir. Ne var ki bu monolog süresince onun çekiciliği karşısında ölebilirsiniz. Her üç cümlede bir o dayanılmaz tatlı gülümseyişiyle gülecek ve siz sonunda kolayca fikrinizi değiştireceksiniz; tıpkı onun kolayca erkeğin ayrıcalığını elinden alarak cinsiyet değiştirdiği ve sonra da gene o yumuşacık aşk kadınına döndüğü gibi.
Açık berrak bir mantıkla krala kendine inandıracaktır. Kraliçenin hiçbir noktayı gözden kaçırmadığından emin olmak için herşeyi iki kez tartma merakı bir yana, romantik aşk veya arkadaşlık ya da her ikisini birden arayan bir kral için o, ideal kadındır. Onun tartışma merakı, içtenlikle adil bir karara varma arzusuna dayanır. Daha kötüsü de olabilirdi. Hiç olmazsa, başka imparatorlukların topraklarında doğan bazı kraliçeler gibi tartışırken yalnızca kendi koyduğu kuralları geçerli saymıyor veya inatçılıkla bütün fikirlere karşı çıkmıyor. Ayrıca o, kendi fikirlerinin çoğunu, havayı biraz yumuşatacak şekilde diplomatik bir nezaketle savunuyor.
Kraliçemiz evlenmeden önce de sonra da çalışmak ister. Satın alabileceği güzel şeyler için para kazanmak ister.
O, güzel giysileri, pahalı parfümleri, müziği çok sever. Çoğunlukla, kendini ruhsal ve fiziksel olarak gerçekten hasta eden düzensiz çevrelerin sefaletinden ve çikinliğinden kurtulabilmek için, kraliçenin büyük paralara ihtiyacı vardır. Ancak, onun çalışmasının ve para kazanmak istemesinin başka bir nedeni daha vardır. Erkeği. Kraliçenin şu geçici dünyada herşeyden daha çok değer verdiği bir tek şey varsa, o da, sevmek, onurlandırmak ve yönetmek için seçtiği kraldır. Kraliçe yalnız oynamaktan nefret eder. Gerek iş hayatında, gerekse romantik yaşamında onun en derinden ihtiyaç duyduğu şey arkadaşlıktır. Yalnız çalışmayı sevmez ve kesinlikle yalnız yaşayamaz. Kraliçeye göre evlilik ortaklaşa bir iştir ve bir şirket kadar kesin kuralları vardır. Birliğin başkanı kraldır, bu onur krala verilmiştir. Onun yapısı ekip çalışması için yaratılmıştır. Kralın ilgi duyduğu bütün işlere ve faaliyetlere olabildiğince katılmak isteyecektir.


ONURSUZCA BİRŞEY YAPMAZ
Kraliçeyle birlikte yaşamanın bir çok nimetleri vardır. Bir kere, hiçbir zaman kralın mektuplarını açmayacaktır. O, hiçbir zaman bu kadar onursuzca bir şey yapmaz. Hiçbir zaman kralın diplomatik hayatındaki sırları arkadaşlarına açmaz veya onu halkının önünde utandırmaz. Onun bir melek mi yoksa bir şeytan mı olduğunu merak ettiğiniz anlar olacaktır, ancak melekler çoğunlukla onun yanında savaşırlar. Çocuklarını çok sevecek ve şefkatle büyütecektir ama onlar kesinlikle kraldan sonra geleceklerdir. Onlar ikinci derecede ortaklardır, ülkenin kralısınızdır ve kraliçe bu temel gerçeği hiçbir zaman unutmayacaktır. Onlar annelerinin kalbinin büyük bir bölümüne sahip olacaklar ancak o, çocuklar gelmeden önce krala vermiş olduğu köşeyi çalmalarına asla izin vermeyecektir. Çocukların oyunu kralın dinlenmesine engel olursa çocuklara oldukça sert davranacaktır.


KRALİÇE BÜYÜK DÜŞÜNÜR
Hayatını asla boşluğa adamaz, kurallarına saygı duyulmasından gurur duyar. Onun kurallarına saygı duymayanın hayatında yeri yoktur. Kralını her zaman onurlandırır. Başka devletlerin kraliçeleri onun asilliğini, zerafetini ve kendine has duruşunu her zaman kıskanacaklardır.
Kraliçe her zaman hafızalarda kalacaktır. Çünkü o göründüğünün ötesinde kendi içinde sadece ona ait koca bir devleti yönetmektedir... Bu devletin adı Kraldır... KESTİK...