5 Aralık 2009 Cumartesi

KRALLARINSA TEK İSTEĞİ MUTLU OLMAKTIR...

ÜÇ İKİ BİR KAYIT.... Kralları incitmek zordur. Görkemli şatosunda, odasının penceresinden tüm evreni izler, karar verir. Çok düşünür. Fikirleri o yakut elmaslarla kaplı güneşin altında alabildiğine parlayan koca tacın altında değer kazanır. Kimse düşünmeden düşünür. Diplomatik oynar...

Kralımızın koca bir kalbi vardır. O herkesi düşünür. Zekasına her zaman güvenir. Onun karşısında dik durmak, fikirlerini alt etmek her kraliçenin harcı değildir. İyilik ve doğruluk için onurunu ortaya koyar. Ona göre iyilikle ve doğrulukla çıkılmış her yol onun kalbindeki ütopik anlantisin kapılarını açmaya yeter de artar. Onun için samimiyet önemlidir. O kapıdan girecek her kimse kralın şatafatlı aslan derisi koltuğunun önünde dimdik ayakta durmasını bilmeli, onurunu korumalıdır. Ancak o zaman kralımız hürmet eder ve o kimsenin sözcüklerinin beyninde değer kazanmasına izin verir. Kralımız bu yüzden, diğer devletlerin kralları arasında da büyük saygınlık görür, onlara göre kralımızın tek bir sözü, güneşin batmasına ve tekrar doğmasına sebep olabilir. Bu yüzden onun yüzüne baktığınızda o görkemli siyah gözleri gözünüzü alacaktır, ama ona saygı duyduğunuzda da kalbinizi ışığıyla ısıtacaktır.

Kralımız, hürmetlimiz, koca bir devrin tek emsali... Siz ki zorluklara boyun eğmemiş, hayallerinizin yedi düvel peşinden koşmuş birisiniz. Sizin için zenginliğin ve gücün tek işlevliği hayallerinizi, hayatlara dönüştürmek için kullandığınız zümrüt tanelerinden ibaret olmuştur. Siz ki hep var olun. Yaşayın siz yüce kral!!


Krallar sevilmek ister. Kralımız her zaman mutluluğa odaklanmıştır. Ona göre herkes mutluluğu konusunda bencil olmalıdır. Ne geçmişimiz ne de geleceğimiz, şu ana kadar yaşadıklarımız ve bundan sonra yaşayacaklarımız başka kimsenin hayatı olmayacaktır. Sadece kendimize ait bir hayattır bu. Onu kendi yolumuzda sadece mutluluk uğruna harcamalıyız. Mutluluğun adı kral için "Kraliçe" olacaktır. Bu nedenle kralımız, ipekten döşeli pelerinini çıkarttığında dahi ona krallığını hissettirecek, bakışlarındaki göz alıcı ışıktan kaçmayan, o ışığı yansıtan kraliçeyi sevecektir.


Kralın mantığında yatan "kral" beynidir, ruhunda yatan "kraliçe" ise kalbidir... Bu sebeptendir ki; ancak onun "beynine" sadık olacak ve kralımızın "kalbine" sahip olacak kişi onun kraliçesi olabilecektir.... KESTİK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

hadi ne söyliceksen söyle çabuk kayda giricem birazdan:)