10 Ekim 2009 Cumartesi

Akıl küpü hayvanımız insanoğlunun duygusal paradigması....

ÜÇ İKİ BİR KAYIT..... Arkamda bıraktığım yıllara bakıyorum da şu yaşıma rağmen ne çok insan tanımışım ne çok arkadaşım olmuş. Bazıları gerçekten arkadaşım olmuş bazıları gelip geçmiş ama yine de güzel şu canına yandığım dünyasında bu kadar çok karakterin varlığına şahitlik yapmak.

Ama üniversiteye geçinceye kadar arkadaşlık teriminin bu kadar saçma algınlandığını anlamamıştım açıkçası. Lise yıllarımda çok samimi olduğum dört beş tane arkadaşım vardı. Onlarla vakit geçirirdik sürekli. Diğer herkes de aynı şekilde kendi alemindeydi. Kimse kimseye pek aldırış etmezdi kendi arkadaş grubu haricinde ama zamanı gelip herkes üniversite safhasına geçince işler arkadaş bazında şaşırtıcı derecede değişti. Öyle ki bulunduğumuz şehirde lise dönemimizden birini -hiç muhattap olmadığımız o tipler- görünce boynuna atlar olduk. Ya neden bu kadar sıcağız, neden kırk yıllık kanka gibi birbirimizi karşılıyoruz ki ben anlamıyorum. Dört yıl boyunca adamla tek muabbet etmemişiz ama yolda birbirimizi görünce "oooo kanka sen de mi burdaydın !?" muhabbetleri hemen başlıyor. İnsanın Allah Allah neler oluyor bize diyesi geliyor. Neden böyle oluyor ki acaba yaradılışta mı var sürekli geçmişten bir şeylere özlem. O parça sana ait olmasa da geçmişten bir parça yakalayınca ona sımsıkı tutunmak! Olayın özü bu olmalı. Bizim akıl küpü hayvanımız insanoğlunun duygusal bir paradigması sanırım bu olay da.....KESTİK

2 yorum:

  1. Hayde bakalım :) Doğru tespitler şeetmişsin yine de, az bizede boşluk bırak yorumcun olarak muzdaripim :)

    YanıtlaSil
  2. tüm boşluklar senin olsun sen yeterki doldur bigaripwomencım:)

    YanıtlaSil

hadi ne söyliceksen söyle çabuk kayda giricem birazdan:)